Internet çok acaip bir şey. Biliyorum çok klişe oldu ama, vallahi öyle. Son zamanlarda en çok nelere güldüğünüzü düşünün. Facebook’tan izlediğiniz videolara değil mi? Eskiden olduğu gibi haftasonları alıp gazetenizi, en son satırına kadar okuyor musunuz? Hatta haftaiçi okuyamadıklarınızı biriktirip haftasonuna saklıyor musunuz? Yoksa ntvmsnbc’nin sürekli güncellenip sayfa başına çıkışıyla insanı delirten sayfasından mı ulaşıyorsunuz her bilgiye? Bir yakınınızın öldüğünü gelen telefonla mı öğreniyorsunuz, yoksa facebook status update’leriyle mi?
Sürekli bilgisayar başındayız ve herkesin öyle olduğunu biliyoruz. Şu ana kadar bilmediğiniz bir şey söylemediğimin farkındayım. Yukarıda yazdığım ciddi paragrafın devamını da başka bir yazıda getirmeye niyetliyim. Şimdi bambaşka bir yere atlıyorum: O acaiplikler içinde bir şey keşfettim ben. Bir blog. Profil görünümleri bugün itibariyle 16574 olduğu için sanıyorum biraz geç keşfetmişim ama olsun.
http://www.hayatiminerkegi.com/
Nereden nereye atlayıp vardım o sayfaya bilmiyorum ama şükürler olsun o tıkladığım sayfalara.. Siteye girdiğim gibi karşıma çıkan cümle beni yerlere yatırdı: “Erkeklere harcadığım vakti ilime yatırsaydım, mutfak aletleriyle atomu parçalamıştım”
Bu yazıyı görmemle birlikte kapattım ofisin kapısını, gelen gidene de “Şu an bir rapor yetiştirmem lazım kusura bakmayın” dedim ve bütün yazıları baştan sona okudum. Uzun zamandır bu kadar güldüğümü, hayatıma bu denli renk geldiğini hatırlamıyorum. Gönlümüzün Blog ödülleri şampiyonu bu kişinin zekasına, algısına, rahatlığına hayran kaldığımı belirtmek istiyorum. “En yakın arkadaşı olmak istiyorum” dedim, bizimkilerden dayak yedim.
Okuyun gençler, hem yeni nesil erkek tiplerini tanıyın, hem de hayatınıza renk gelsin.